Web 2.0 teknolojileriyle hızla gelişen internet teknolojisi beraberinde birçok yeniliğe ve yaratıcı inovasyonlara zemin hazırladı. Klasik anlamda pazarlama ve reklam anlayışı, en büyük kurumdan, en küçük işletmeye kadar köklü değişikliklere uğradı. Kapı kapı dolaşıp pazarlama devrini bitiren web teknolojileri beraberinde birçok yeni iş ve uzmanlık alanına kapı araladı.
Klasik pazarlama sisteminden dijital pazarlamaya geçiş ile satıcılar bir an da binlerce kişiye ulaşma imkanı buldu. Bu imkanı doğru ve analiz ederek kullananlar başarıya ulaşırken, doğru analiz edemeyip rastgele stratejiler belirleyen işletmeler de yok olmaya mahkum oldu.
Bilboardlara verilen, gazetelere, dergilere verilen reklamlar yavaş yavaş yerini internet reklamcılığına bırakmaya başladı. Sosyal medya reklamcılığı, Google Adwords reklamcılığı, site bazlı reklamlar dijital pazarlamanın en önemli ayaklarını oluşturmaya başladı. Bu alternatifli; fakat binlerce kişiye ulaşma imkanı sağlayan reklam sektörlerlerinden herhangi birini uygulamak işletme için büyük oranda kâr ve avantaj sağladı.
Tüm dünyada 1 milyardan fazla Facebook kullanıcısı olduğu realitesini göz önüne alırsak, Facebook’un ne kadar büyük bir reklam pazarı olduğu gerçeğini yadsıyamayız. Bu durum göz önüne alındığında Facebook’un reklam pazarının dışında tutulma ihtimali yok. Facebook reklamcılığında maliyetler anahtar kelimelerin rekabeti ve trafiği ile doğru orantıda ilişkili. Reklam için ödemeler tıklama TBM (tıklama başına maliyet) ya da CPM (bin kez görüntüleme başına maliyet) şeklinde ödeniyor. Benim siteme ziyaretçi gelmesine gerek yok markam tanınsın, insanların bilinçaltına yerleşsin diyorsanız en uygun reklam CPM seçeneğidir. Ama amacınız sitenize ziyaretçi çekmek, bir ürün satmak ise tabiki de tıklama başına maliyet daha mantıklı. Ayrıca reklamı yayınlamadan önce hedef kitlenizi belirleyebiliyor, sadece hedef kitlenize reklamların görüntülenmesini sağlayabiliyorsunuz.
Facebook’a verilen reklamların elindeki kitleye rağmen henüz tam anlamıyla oturmamış olması, Google Adwords’deki gibi gelişmiş bir arayüze sahip olmaması ve gelişmiş segmentlere sahip olmaması olarak görebiliriz.
